sayı 4 - volume 4 (2024)

Araştırma Makaleleri

Hititçe Çivi Yazılı Metinlerde Geçen Tapınak Görevlileri

Temple Officials in Hittite Cuneiform Texts

 

Serkan DEMİREL

Öz

Hititçe çivi yazılı metinlerde, tapınak kurumlarında görev yapan bir grup görevlinin unvanları geçmektedir. Görevlilerin unvanları tapınaklarda çeşitli iş kollarından insanların çalıştırıldığını göstermektedir. Bazı unvanlar doğrudan kült pratikleri ile ilgilidir. Farklı unvanlardan rahip ve rahibe, tapınağın hem dini hem de idari anlamda yönetimini teşkil eden bir ruhban grubun varlığına işaret eder. Bu grubun içerisinde bizzat kral veya ona bağlı rahipler de vardır. Metinlerde geçen bilgilere göre tapınakların dini yönlerinin yanı sıra dünyevi özelliklere de sahiptir. Tapınaklar çeşitli iş kollarından, zanaatçılara, çiftçilik ve çobanlıkla ilgili farklı meslek gruplarını da içerisine alan bir yapılanmaya sahiptirler. Bu görevliler kimi zaman tapınaklar kimi zaman da devletin desteklediği bir üretim motivasyonuna sahip olmalıdırlar. Ruhban sınıfı dışındaki iş kollarının, tapınaklarda çalıştırılma durumu ise belirsizdir. Tam zamanlı olarak bu kurumlarda görev yapıyor olmalarının yanı sıra, koşullarını bilmediğimiz yarı zamanlı veya bedenen gerçekleştirilen vergiler yoluyla tapınaklarda çalıştırılıyor olabilirler. 

Anahtar Kelimeler: Hititçe Çivi Yazılı Metinler, Hitit, Tapınak, Görevliler 

 

 

A Qualitative Case Study on EFL Students’ Self-Perceived Level of Autonomy and its Relation to Academic Achievement 

İngilizceyi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğrencilerin Algıladıkları Özerk Öğrenme Düzeyleri ve Akademik Başarıyla İlişkisi Üzerine Nitel Bir Durum Araştırması 

 

Raşide DAĞ AKBAŞ

Öz

Bu durum araştırması, İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin kendi algıladıkları özerk öğrenme düzeylerini ve bunun akademik başarıyla ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu nitel araştırmanın örneklemini, Türkiye'nin kuzeydoğusundaki büyük bir üniversitenin İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğrenim gören toplam 8 öğrenci oluşturmuştur. Veriler yarı yapılandırılmış yüz yüze görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Araştırma, özerk olduğunu iddia eden öğrencilerin akademik başarılarının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bulgular, ayrıca öğrencilerin, öğrenen özerkliği düzeyleri ile akademik başarıları arasında güçlü bir ilişki olabileceği konusunda bilinçli olduklarını da desteklemektedir. Öğrencilere fırsat verildiği sürece öğrencilerin özerk ve akademik olarak başarılı olma potansiyeline sahip olduğu sonucuna varılmaktadır.

 

 

Nazi Edebiyatına Genel Bir Bakış

An Overview of Nazi Literature

 

Emre Bekir GÜVEN

Öz

Alman edebiyatının en sık tartışılan, ancak tam tersi oranda ele alınan dönemi hiç kuşkusuz Nazi (nasyonal sosyalist) idaresi altındaki, 1933 ile 1945 arasını kapsayan Alman edebiyatıdır. Bu dönemde, yakılan kitaplar ve sistematik sansürden öte bir mekanizmanın yanı sıra kendi içine dönen (innere Emigration) ve kendisini sansürleyen ya da esas yazmak istediği dışında tema ve tekniklere eğilen yazarlar söz konusudur. Öte yandan, bu döneme kadar Alman dili, edebiyatı ve kültürüne katkı sunmuş yazarlar göç etmek ya da sürgüne gitmek zorunda kalmış ve göçmen ya da sürgün edebiyatı (Emigrantenliteratur, Exilliteratur) üretmiştir. Bunlar, bilimsel literatürce konuşulan ve tartışılan konulardır. Ancak bizzat failler olarak Nazilerin ürettikleri ya da güdümlerinde ilerleyen edebiyat (Literatur der Täter) genellikle göz ardı edilmektedir. Bu çalışma, ağırlıklı olarak 1933 ile 1945 arasındaki dönem olmak üzere, öncesiyle birlikle Nazi edebiyatını ele almakta ve bu “karanlık döneme” temel yönleriyle ışık tutabilmeyi amaçlamaktadır. 

 

 

İki Remilname Üzerine Notlar

Notes on the Two Geomancy Books

Savaşkan Cem BAHADIR

Öz

Reml (?? ?) kelimesi terim olarak “kaybolan bir şeyin yerini bulmak, merak edilen bir işin sonucunu öğrenmek amacıyla kum üzerine çizilen çizgilerle fal bakmak” demektir. Araplar arasında yaygın bir fal çeşidi olan remil zamanla diğer kültürlere de geçmiş, bu arada yüklendiği anlamlar genişlemiş; çizgileri Batlamyus astronomisindeki on iki burç ve dört vetede benzetilerek on altı hânelik şekillere dönüştürülmüş; yıldız fallarında da olduğu gibi remilde de uğurlu ve uğursuz kabul edilen hatlara işaret edilmiştir. Sonra da bunların her biri maddî âlemdeki varlıklar sınıfından birine tahsis edilip ilm-i nücûma paralel ve benzer sonuçlar veren bir ilim ortaya çıkarılmıştır. Daha sonraki dönemlerde bu fal için kum yerine kâğıt veya tahta kullanılmaya başlandığı halde falın adı değişmemiştir. Literatürde daha çok hattü’r-reml şeklinde geçer; Türkçede ise “remil atmak” / “remil dökmek” denilmektedir. Hazırlanan çalışma birbirlerine yakın zamanda hazırlanmış biri yazma (Risâletü’r-reml isimli eser Milli Kütüphane Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi 06 Hk 2725/1 numarada kayıtlıdır ve istinsah tarihi 1891’dir) diğeri ise matbu (Remilnâme isimli eser Bayerische Staats Bibliothek (Bavyera Devlet Kütüphanesi) A.or 6072 numarada kayıtlıdır ve basım tarihi 1840’tır) iki remilnâme hakkında bilgi vermeyi ve aralarındaki farklılıkları göstermeyi amaçlamaktadır.

 

 

Kitâbu Âdâbu’t-Tâlibîn’de

Fiil Yapımı Verb Formation in Kitâbu Âdâbu't-Tâlibîn 

 

Berat KUL

Öz

Türkçe, yapı bakımından sondan eklemeli dillerdendir. Yeni kelime oluşturmak için oldukça fazla ek bulunmaktadır. Bu eklerle sınırsız sayıda yeni ve anlamlı sözcük türetmek mümkündür. Bu da Türkçenin yeni kelime türetmedeki gücünün ne denli yüksek olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, yeni bir sözcük türetmek için yapım ekleri oldukça önemli bir yere sahiptir. Türkçedeki eklerin görev ve işlevlerini anlayabilmek için tarihi dönemlerden günümüze kadar ulaşan metinlerin ayrıntılı dil incelemesinin yapılması gerekmektedir. Günümüz Türkçesi ile ilgili birçok sorunun yanıtı da bu dönem metinlerinin etraflıca incelenmesiyle açıklığa kavuşacaktır. Bu makalenin hazırlanmasındaki amaç da eski Anadolu Türkçesine ait bir eseri daha tanıtmak ve bu yolla günümüz Türkçesinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktır. Detaylı dil incelemesi yapılan çalışmaların artması dilin tarihi seyrini gün yüzüne çıkartacak ve güncel halini daha da etkin hale getirecektir.  Bu makalede fiiller, yapım morfolojisi bakımından incelenmiş olup isimden fiil yapan ve fiilden fiil yapan ekler olmak üzere iki ana başlığa ayrılmıştır. Çalışmada fiille ilgili kısa bir giriş yapıldıktan sonra tespit edilen ekler alt gruplar halinde incelenmiştir. İnceleme sırasında bazı eklerin kullanım sıklığının fazla bazılarının ise seyrek olduğu tespit edilmiştir. Hatta bazı eklere tek örnekte rastlanmaktadır. Elde edilen veriler ışığında eklerin genel özellikleri kısaca belirtilmiş ve tespit edilen her bir ekin incelemeye konu olan eserdeki tanıklarına başvurulmuştur.

 

 

Cengiz Dağcı’nın Onlar da İnsandı Romanının Özne ve İktidar Bağlamında İncelenmesi

An Analysis of Cengiz Dağcı's novel Onlar Da İnsandı in the Context of Subject and Power 

Pınar DEĞİRMENCİ

Öz

Çalışmada, Cengiz Dağcı’nın Onlar da İnsandı adlı romanına yansıyan özne ve iktidar ilişkisi tespit edilerek incelendi. Bu ilişkileri tespit ederken Michel Foucault, Martin Heidegger, Descartes gibi düşünürlerin özne ve iktidar kavramlarını ele alış biçimlerinden yararlanıldı. Çalışmada özne ve iktidar arasındaki bağ, iktidarın birey üzerindeki etkisi, bireyin iktidar tarafından gözetim altında tutulması vb. konuların gösterilmesi amaçlandı. Çalışmada ele alınan Onlar da İnsandı romanında Kırım Türklerinin Sovyet rejiminden çektiği zulüm ve sıkıntılar, bireyin iktidar tarafından özneleştirilmesi, iktidarın kendi varlığını devam ettirmek için halktan beslenmesi gibi hususlar üzerinde duruldu. Metnin birinci bölümünde özne ve iktidar kavramının tanımı ve tarihsel süreci hakkında bilgi verildi. İkinci kısımda ise Onlar da İnsandı adlı romanının yapı incelemesi yapıldı. Son bölümde de adı geçen romanın özne ve iktidar açısından incelenmesine yer verildi.

 

 

Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Hacı Mahmud Efendi Bölümü 06242-002 Numarada Kayıtlı Bir Tabirname Örneği 

An Example of Tabirnama, Regıstered in Suleymaniye Manuscript Library (Syek) Hacı Mahmud Efendi Department, Number 06242-002 

 

Halil ACER

Öz

İnsanlık tarihiyle aynı tarihe sahip olan rüya olgusu en başından günümüze kadar önemini korumaktadır. Zira insanoğlu, anlamlandıramadığı bir şekilde muhatap olduğu rüyaları anlamlı hale getirmeye çalışmıştır. En kadim medeniyetlerde de merak konusu olan rüyalar günümüze kadar birçok farklı disiplin tarafından incelenmiş, rüya ve tabiri konusunda “tabirname” adı verilen pek çok eser kaleme alınmıştır. Tabirnameler, döneminin dil ve edebiyat özelliklerini yansıtan metinler olmaları açısından edebiyatın araştırma alanına girmektedir.  Bu çalışmada, yazıldığı dönemin dil ve kültürel özelliklerini aktarması, bir tabirin farklı türevlerine yer vererek içeriği zengin örnekler barındırması ve konunun anlaşılırlığını zenginleştirmesi bakımından önemli nitelikler taşıyan, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi (SYEK) Hacı Mahmud Efendi Bölümü 06242002 Numarada kayıtlı olan Ahmed el-Buni’ye ait tabirname türündeki yazma eserin fiziki durumu ve muhtevası hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Eser içerisinde tabir edilen durumlar ve diyaloglar halinde gelişen tabirler ayrı ayrı tablolar halinde verilerek muhtevanın daha da anlaşılır hale gelmesi ve içeriğe daha kolay ulaşılabilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca eserin müellifi kabul edilen Ahmed el-Buni’nin rüya hakkındaki görüşleri, eserin ihtiva ettiği konular, eserin kaynakları, tabirine yer verilen nesneler ve tabir usulleri gibi durumlar tespit edilmiştir. Ayet, hadis, kelam-ı kibar, deyimler ve tarihi kişilerden yapılan alıntılarla konuların daha da anlaşılır kılınması sağlanmıştır

 

Yazarı Bilinmeyen Bir Kaside-i Bürde Tercümesi 

Translation of a Kaside-i Burde by an Unknown Author 

 

Shrouk MOHAMED  Maysam SBOU 

Öz

Bu çalışmada, Oxford Üniversitesi Bodleian Kütüphanesinde Ms. Arab. D. 180 numarası ile kayıtlı bulunan ve yazarı bilinmeyen bir kaside-i Bürde tercümesinin metnine yer verilmiştir. Katalog numarası verilen bu yazma üzerinde çalışırken karşılaşılan başka bir nüshanın da çalışmaya dâhil edilmesiyle mukayeseli bir metin oluşturulmuştur. Bûsîrî tarafından 13. asırda el-Kevâkibü’d-dürriyye fî medh?i h?ayri’l-beriyye adıyla yazılan ve İslam Edebiyatı dairesinde kendisine oldukça geniş yer bulan bu kasideye çok sayıda tahmis ve bilhassa şerh yazıldığı bilinmektedir. Türk Edebiyatı’nda Hz. Peygamber’e karşı duyulan derin sevgi ve muhabbet sebebiyle onunla ilgili her şeyi Türkçeye aktarma çabasının olduğu da görülmektedir. Kasidei Bürde tercümelerini de bu çabanın bir yansıması olarak ele almak mümkündür. Kaside-i Bürde, Mısır, Şam, Türkiye, Fas ve Hicaz gibi birçok bölgede büyük beğeni toplamış ve birçok dile çevrilmiştir. Türk Edebiyatında mezkûr kaside ile ilgili yapılan tahmis, tesbî?, ta?şir, taştir gibi çalışmalar, bu eserin Türk-İslam kültüründeki yerini pekiştirmiştir. El-Bûsîrî'nin hayatı, eserleri ve Kaside-i Bürde’nin yazılış amacı üzerinde durularak, eserin İslam Edebiyatı’ndaki ve özellikle Türk Edebiyatındaki etkileri ve yansımaları detaylı bir şekilde incelenmiştir

 

 

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_QscnX.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_AFvOt.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_v3eWu.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_4zzFw.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_50nUM.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_Yd8xO.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_R40Ej.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_mh21E.pdf

https://www.ktu.edu.tr/dosyalar/efad_BPH5w.pdf